Benim ego nedir sorusunu sorup araştırmadan önce ki cevabım ile şimdi araştırmaya başladıktan sonra ki cevabım arasında bambaşka kelimeler var.
Benim bildiğim ego denilen şey sevimsiz,ukala,insanın karakterini kötü etkileyen,nefsin düşmanı gibi gibi eklenecek kelimelerin bütünüydü.
Şimdi ise egoya çok farklı bir pencereden bakıyorum.
Şöyle de ifade edebilirim;
Egomu kafesinden çıkardım biraz ürkerek biraz da merak ederek elimde ki çubukla dürtüyorum.
Uzun zamandır kafesinde tanımadığım bir böcek gibi uzaktan inceliyorum.
Uzaktan diyorum çünkü onu anlamam için zamana ihtiyacım var.
Fakat durumu genel olarak anladım, yani anladığımı düşünüyorum.
Ne anladım bir bakalım,tartışalım
Egoyu bir yap-boz gibi parçalara ayırarak anlamaya çalışalım.
Elimizde dört tane anlamamız gereken madde var.Ben kabaca bu şekilde anladım.
1)Yararlı Ego
2)Süper Ego
3)Zararlı Ego
4)ID
Yaralı EGO< Yönetici Bilinç<Sağlıklı zihin <kesin kararlar<kendine saygı<disiplin
Zaralı Ego<kibir<saçmalık<dürtüsel zihin
SüperEgo<narsizim<çocukluktan kalmış,kamçılanmış,şişirilmiş duygular
İD<bağımlılık<sağlıksız dürtüler<disiplinsiz dağınık bir yaşam
İnsanoğlu varlığı,bedeni,ruhu ve zihni ile farkındalık içinde dengede olduğu zaman evrensel hizasını bulabiliyor.
Bu hizayı bulmada yaralı ego çok önemli rol oynuyor.
Hata dengenin oluşmasının nedeni ve sonucu olarak bir bütün halinde varlığını sürdürüyor.
Egosu ile barışık olan, egosunu tanıyan kişi dengeli sağlıklı kısacası tuttuğunu koparan ,hayat amacını bilen bir kişi oluyor.
Çevremizde imrendiğimiz nasıl da başarılı dediğimiz çoğu kişi denge de olan kişi olmuş oluyor.
Bunun farkında olmayan, yan, bu denge unsurunu bilmeyenler karşıda ki kişiyi egosu tavan yapmış olarak görüyor.
Bu güven ve kararlılığı kibir ile karıştırıyor.
Sözlerini tutan,hayır demeyi bilen,hedefleri olan,ne istediğini bilen kişiler yönetici bilinç ile yaşıyor.
Nedir bu yönetici bilinç?
Dengede olmak,ne istediğini bilmek,hayat standartlarına sahip olmak,hayır demeyi bilmek,yargılara göre değil nerede nasıl davranması gerekiyorsa öyle davranmak bilinç yönetici bilinç olmuş oluyor.
Yaşam zıtlıkların çekim gücü ile doludur.
İnsanoğlu da bu zıtlıklar bütünüdür.
Yani içinde iyilik de vardır,kötülük de,kıskançlık da vardır,anlayış da vardır.
Beyaz ve siyah gibi,
Yin ve Yang gibi…
Yönetici bilinç içinde olan kişi tüm bu duygularını bilir,kabul eder,farkındalık ile nasıl davranması gerekiyorsa öyle davranır ve tepki verir.
Kontrol duygularına değil kendisine aittir.
Saçmalamaz,anlık öfke nöbetleri geçirmez,akışta yuvarlanmaz.
Nettir,dediğini bilir ve kendine değer verir. Pompalanmış bir değer değil emek verdiği kadarını bilir.
Fanteziler içinde yaşamaz.O fantaziilerini yerine getiren kişidir zaten.
Zararlı ego İD de yaşar.
Bağımlılıklar içinde boğulmuştur.
Bu bağımlılıklar yeme bozukluğu, uyuşturucu, tembellik,zararlı maddeler içeren her türlü şey olabilir.
Kontrol kişide değildir,self disiplin yoktur.
Sağlıksız hayvan bilinci ile yaşar.
Kontrolden uzak,üçüncü göz dengesi yok.
Dürtüler içinde bir yaşam.
Anlık hazlar ve kontrolsüz akış.
Çoğu insan bu zararlı ego seviyesinde yaşıyor ve bunu bilmeden, fark etmeden günlerini çöpe atıyor.
Üçüncü göz dengesinden uzak bir yaşam.
Bu şekilde yaşamayı seçenler güya akışta olduklarını söylerler.Kontrolsüz bir akış akış değil yuvarlanmadır.
Yuvarlanırken de tüm tozu toprağı üstünde çöp yığını gibi toplar durur.
Davranışları üstünde konrolleri yok.
Dürtü,arzu, anlık yükseliş motivasyon ve ilhamdan eksik .
Sağlıklı bilinç bu kişilere zor gelir.
Freud çocukken olan süper ego daha sonra İd’e dönüşür demiş.
Bunu değiştirmek elinizde.
Kontrolünü kaybettiğiniz hayatınızı kader ve tesadüflere bağlamak bizi bu döngüden çıkaramaz.
İd seviyesinde yaşanan duygular; aşırı tüketim, harcama, anlık arzular, doyum yok, hedef yok.
Oysa yönetici bilinç de insanlığını yüzde yüz deneyimleyip her iki tarafını yerine göre dengeli yaşar.
Yüzde yüz ego olduğunda durdurulamaz olursunuz ve hedeflerinize ulaşırsınız.Egonuzu kontrol altına almış olursunuz.
Kendi değerlerinizle hizada yaşar ve sağlıklı, bilinçli ego da kendinizi bilirsiniz.
Sağlıklı ego da başarı vardır.
İstediğine ve hedefine ulaşır.
Yönetici bilinç ile yaşar.
Ego=İnsan=Süper Ego=İnsan İki taraflı ikisi bir bütün.
Bu ikisi dışında bir şey olmaya çalışmak anlamsız.
Bu dengeden çıkmak bireyi Süper Egoya sokuyor.
Sürekli iyi olma çabası da dengeden çıkartan bir durumdur.
Başkalarının hep ne düşündüğüne önem vermek, yanlış anlaşılmak istememek için çabalamak,kendini baskılamak olması gereken duygular değildir.
Narsizime gelecek olursak o da süper egoya giriyor.
Süper Ego=Çocuk kalmış insanlar.
Freud’a göre çocukken fazlaca kamçılanmış,abartılmış duygular.
Fazla ve gereksiz överek bu egoyu yaratmış oluyoruz.
Çocukken bu durum normal fakat olgunlaşmaya başladığında bu duygular da olgunlaşmalı.
Süper Ego=İD
İkisi aynı sonuçlara çıkıyor,dengesizlik.
Süper Ego da fantezi, iyi insan omaya baskılama ,hayal dünyasında yaşamak, hastalıklı büyüme,Pozitiflik akımı;
bunların hepsi İD’yi yaratıyor.
Sonuç = Hayatta tüm aksaklıkları yaşamaya devam ediyoruz, işler sürekli ters gidiyor, çünkü bilincin yansıması ile bu sonuçları yaşıyoruz.
Aslında hayat dengelemek için tokat atıyor,uyanın diyor.
Evren hizaya gelinmesi için bu negatif durumları yaşatıyor.
Süper Ego da kibir dengesini kaybedince İD ortaya çıkıyor.
Peki bu şansızlıklar tokat ise ne yapmalı?
Çalışacaksınız,
Allah’A, yaradana döneceksiniz,
Sabır ile gerçeği görebileceksiniz.
Dünya zevklerine karşı sabır, manevi zevklere yönelmek ve bol bol düzenli meditasyon, dua,düzenli sabırlı çalışma ile üçüncü göz dengesini bulunmasını sağlayacaktır.
Kısacası Ego’yu yani konrollü egoyu ben artık seviyorum.
Yanlış bildiğim ego gerçek ego değilmiş.
Umarım anlatabilmişimdir.
Sevgiler….